1984, George Orwell
Dünya edebiyatında yazılmış olan en iyi sistem eleştiri kitaplarından biri olarak gösterilen 1984, gerek yazıldığı dönemde gerekse aradan geçen yıllarda her daim popülerliğini koruyarak sık sık atıflarda bulunulan bir kitap konumundadır. Stalin ve onun baskıcı yönetimine karşı bir sistem eleştirisi olarak kaleme alınan 1984, esasında tüm baskıcı otoritelere karşı bir eleştiridir. Başkahramanımız Winston Büyük Birader baskıcı rejimine karşı durarak otoriteyi ayaklar altında almayı isterken Büyük Birader her şeyi gözetleyen ve her daim baskıcı politikalar izleyen bir otoritedir. Winston her ne kadar kendini defalarca kez çıkmazın içinde bularak baş kaldırmak istese de işler hiçte istediği şekilde gitmeyecektir.
MARTİN EDEN, Jack London
İngiliz edebiyatındaki yazılmış en iyi otobiyografik roman özelliklerini taşıyan eserlerden birisi hiç şüphesiz Martin eden’dir. Jack London, kaleme aldığı eseriyle hayatında derin izler bırakan iş ve ilişkileri martin eden adlı karakterin yaşamıyla gözler önüne sermekte. Martin, yazar olma yolunda varını yoğunu ortaya dökerken girdiği çıkmazların üstesinden gelmek için gece gündüz çalışmaktadır.
SİMYACI, Paulo Coelho
Paulo Coelho’nun en çok bilinen tüm dünyada milyonlarca okurla buluşarak onları derinden etkileyen yapıtı Simyacı, gördüğü rüya sayesinde maceraya atılan bir çobanı anlatmaktadır. Mevlana’nın Mesnevi’sinden ilham alınarak yazılan Simyacı, İspanya’dan kendi hazinesini bulmak için Mısır piramitlerine giden bir çobanın masalsı öyküsüdür. Bu öykü; insanın kendi öz benliğine ulaşmasını ve kendi hayat amacına, mutluluğuna ulaşması gibi temel konular etrafında dönmektedir.
HAYVAN ÇİFTLİĞİ, George Orwell
George Orwell’in usta kaleminden çıkan bir diğer sistem ve otorite eleştirisi olan Hayvan Çiftliği, bir çiftliği ele geçirerek kendi kendilerini yönetmeye başlayan bir grup hayvanı anlatmaktadır. Hayvanların her biri gerçek yaşamda bir grubu ve şahsı alegorik olarak temsil etmektedir. Hayvanların birbirleri ile giriştikleri mücadeleler, yalanlar ve yapılan baskılar bu kitabı en iyilerden birisi yapmaya yetiyor.
Fahrenheit 451, Ray Bradbury
Dünya edebiyatında yazılmış en iyi distopik eserlerden birisi olan Fahrenheit 451, aptal kutusu olarak değerlendirilen televizyonun hayatımıza girerek bizleri birbirimizden kopardığını, bizleri okumaktan nasıl da uzaklaştırdığını aktarıyor. Başkahramanımız Guy Montag itfaiyeci olarak çalıştığı işinde, evlerinde kitap bulunduran insanların evlerini ve kitaplarını yakmakta ve böylece okumanın yasak olduğu bir toplum düzeninin kurulmasında yardımcı olmaktadır.
Fareler ve insanlar, John Steinbeck
John Steinbek’in ünlü romanı Fareler ve insanlar, işçi sınıfının çektiği sıkıntılar başta olmak üzere yakın 2 dostun arkadaşlığını ve başlarından geçen zorlukları anlatmaktadır. Eseri okurken gerçeklik hissinden o denli etkileneceksiniz ki bir anda kendinizi bir çiftlikte saman balyaları üzerinde otururken veya bir iş yaparken bulacaksınız.
Kürk mantolu Madonna, Sabahattin Ali
Türk edebiyatındaki kaleme alınmış en iyi eserlerden birisi olan Kürk mantolu Madonna, çalıştığı iş yerinde etrafındaki insanlar tarafından; sessiz, içine kapanık, fazla konuşmayan, sıkıcı bir tip olarak Raif efendinin gençliğinde Almanya’da yaşadığı aşk hikayesini anlatmaktadır. Bu kitabı okurken Raif ile Maria Puder arasında geçen saf aşkı en doğal en yalın haliyle en derinden yaşayacak ve sonunda koltuğunuza çivileneceksiniz.
Cesur yeni dünya, Aldous Huxley
Aldous Huxley’in usta kaleminden çıkmış ve yazılmış en iyi distopya eserlerinde birisi olan Cesur yeni dünya, toplumun topluma ait olduğu ve insanların aidiyet hissiyle yaşamadığı bir toplum düzenini anlatmaktadır. İnsanların tamamen yapay dölleme ile istenilen şekilde, güçte, zeka ve boyda üretilerek toplumda sınıflar arası bir düzende yaşatılmasını konu alan eser mutlaka okunması gereken nadide eserlerden birisidir.